Âlemşümûllük veya Üniversalizm Prensibi

Âlemşümûllük veya Üniversalizm Prensibi
Yazı Özetini Göster

Âlemşümûllük veya Üniversalizm Prensibi

İslam dünya görüşünün mücerred prensiplerinden biri de âlemşümûllük veya üniversalizm prensibidir. İslam belli bir kitleye yahut belli bir topluluğa değil tüm insanlığa gelmiştir. Yahudi inancında ise doğuştan Yahudi olarak doğmayan kimseler sonradan Yahudi olamazlar. Bununla da sınırlı kalmamakla beraber Yahudi olmayan bir kimse Yahudiler nezdinde hayvan nispetindedir. Bu anlayış onların hak olmadığının en açık ispatıdır. Nitekim ırkçılığın temellerini atanlar da Yahudi menşeilidir. Bu görüş abesle iştigaldir. Yahudiler zararlı olan her ne varsa kendi ülkelerine almazken dışarıya bunu rahatlıkla satabilmektedir. Bugün gıdanın neredeyse tamamının menşei Yahudi’nindir. Kendi inançlarında Yahudi olmayanlar Yahudilere hizmet için varlardır. İnançları ırkçılık olduğu için sadece kendilerini asil olarak doğduklarına inanan bir toplumdur. Nitekim İngilizlerde ‘’Lordluk, Fransızlarda ‘’Dük’’, Almanlarda ise buna benzer ‘’Von’’ tanımı vardır. Bunların yanı sıra ‘’Kast Sistemi’’ olarak bilinen doğuştan asalet sahibi olduklarına inanılan sistem Hindistan’da halen devam etmektedir. İslam’da ise hiç kimsede böyle bir imtiyaz yoktur. Namaz kılınırken kimseye ne iş yaptığı sorulmaz, herkes aynı safta durur.  Kur’an-ı Kerim’de  ‘’Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O’ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdar olandır.’’(Hucurât Sûresi, âyet: 13) Buyrulmuştur. Kur’an- ı Kerim Tüm insanlığa inmiştir. Nitekim Sûre-i Âl-i İmran, âyet: 19’da ‘’Muhakkak ki, Allah Katında Din İslam’dır.’’ Buyrulmuştur.Böylece bütün insanlık mesuldür. Bazı kuşkulardan bir tanesi ise Peygamberimizden evvelinin nasıl olduğudur. Bununla alakalı ise Kur’an-ı Kerim’de ‘’Andolsun ki biz her ümmete, “Allah’a ibadet edin ve putlara tapmaktan sakının.” diye bir peygamber gönderdik. Allah, bu ümmetlerden bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık hak olmuştur. Şimdi yer yüzünde bir gezip dolaşın da bakın ki, peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu bir görün?’’(Nahl Suresi – 36 . Âyet) Peygamber Efendimiz son Peygamberdir. Evvelce de peygamberler gelmiş ve tebliğ etmişlerdir. Irkçılık anlayışı İslam’ın men ettiği bir mefhumdur. Peygamber Efendimiz ’de tüm insanlığa gönderilmiştir.  Sebe Suresi 28. Ayette Biz seni ancak bütün insanlara bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler. İslam’da belli bir zümreyi alıp diğer toplumları çöpe atmak asla düşünülemez. Tüm bu anlattıklarımız hümanist yaklaşımdır. İslam dini kadar insana değer veren başka hiçbir fikir ve akım yoktur. Kur’an-ı Kerim belli bir çağa da değil tüm zamanlara hitap etmektedir. Günümüzde uydurmalarla o zaman öyleydi şimdi böyle nev’inden tutum sergileyenler ne yazık ki İslam ölçüsünü anlayamamış zavallılardır. Misal verecek olursak; İslam kıyafetini hor görenler bu devrin kıyafeti değil diyerek kin kusanlar, İslam’la nasıl bağdaşabilirler? Ülkemiz haricinde halen zenci-beyaz tartışmaları sürerken, dinimiz çoktan bu konuyu kapatmıştır. Her konuda yol gösteren ve her konuya açıklık getiren dinimiz elbette bizler için en büyük nimettir. Kusursuz olan İslam’dır. Kusurlu olan bizleriz.

 Kur’an-ı Kerim’de Bakara Sûresi 256. Âyeti Kerime’de  ‘’Dinde zorlama yoktur…’’ buyrulmaktadır. Burada dinde zorlama yoktur derken dikkat ediniz İslam dinine girmesi için bir kimseyi zorlama yoktur lakin Müslüman olduktan sonra elbette ki namaz, oruç gibi yükümlü olduğumuz vazifelerimizle sorumluyuz. Bir adam ben Müslümanım diyorsa namaz kılmak zorundadır lakin bir gayrimüslime sen neden namaz kılmıyorsun denilmez. Aynı şekilde İslam’a davet edilir lakin zorlanmaz. Osmanlı ecdadımız asırlarca gayrimüslimlerle beraber yaşamışlardır. Onların inançlarına saygı göstermiş onları asla zorlamamışlardır. Bu durum onların İslamiyet’i seçmesinde büyük rol oynamıştır. Ateşperestler dahil kimsenin inancına saygısızlık yapılmazken, Müslüman kişiler Allah-u Azîmüşşân’ın emirlerine uymakla yükümlüdürler. Nitekim Allah’ın yasak ettiğini yapan emrettiğini yapmayan insanlar nasıl samimi olabilir.

 İslam tüm insanlığa inmiştir. Biz Müslümanlar ise Müslüman olduğumuza şükretmeliyiz. Ebedi(sonsuz) bir hayatın tohumlarını günümüzdeki yaptığımız işlerle ektiğimizi ve sonu olan bir hayat için üzülmeye değmeyeceğini anlamalıyız. Bize Müslüman olma şerefini bahşeden Yüce Allah’a Hamdolsun.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar